Sude Melike CEVİZ (BURSA İGFA)- Çinin Vuhan kentinde “yarasa çorbasından “ çıktığı iddia edilen Covid19 kısa sürede dünyayı etkisi altına almış olması sebebiyle ekonomide yaşanan çıkmazlar şirket sahiplerini de büyük oranda etkiledi. Vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen şirket sahiplerinin başvurabileceği 1929 yılından itibaren Türk hukukunda yer alan ancak günümüzde Covid19 etkisiyle de daha çok rağbet gören Konkordato 15 Mart 2018 ‘de fiilen uygulanmaya başlandı.

Konkordatoda iflas değil köprüden önce son çıkış. Konkordatoya benzeyen fakat farklı düzenlemeler ihtiva eden iflas erteleme, ülkemizde tacirlerin yaşamış oldukları ekonomik sıkıntılar sebebiyle iflasını açıklamadan önce başvurdukları yoldu. Bu yolda alacaklı söz sahibi değildi, süreç mahkeme ve tacirler arasında işleniyordu. Çok sayıda kötüye kullanılması sebebiyle kaldırıldı. Bu noktada iyi niyetli borçluları koruma amacı taşıyan Konkordato devreye girdi. Konkordato ise iflas ertelemeden farklı olarak, borçların yeniden yapılandırılması suretiyle mali durumunun düzeltilerek iflastan kurtulmasını, alacaklıların da belli bir vade de alacağına kavuşmasını sağlayan ve mahkemenin tasdikiyle taraflar açısından bağlayıcı hale gelen bir anlaşmadır.

“TÜM OLUMSUZLUKLAR TEK BİR ÇÖZÜMDE”

Bu konuya ilişkin Serbest Muhasebeci Mali Müşabir Esranur Yalçın şunları aktardı; “Öncelikle Konkordato ne demek iyi anlaşılması gerekiyor, kısaca özetlemek gerekirse borçlunun mahkeme denetimi altında alacaklılar ile anlaşılması durumuna Konkordato adı verilmektedir Peki özellikle son zamanlarda şirketler neden Konkordato yoluna gidiyor? Tabi ki kurların aşırı yükselmesi, faizlerin aşırı artması, üretimde yaşanan sıkıntılar, piyasadan kaynak bulmada çekilen zorluklar, nakit akış dengesinde yaşanan ciddi problemler ticari işletmeleri zor duruma soktu. Özellikle bazı sektörler ayakta kalabilmek için çok ciddi bir savaş halinde mesleğimden dolayı yakinen şahit oluyorum. Hal öyle olunca işletme sahipleri faaliyetlerine devam edebilmek için ya dışardan bir ortak arayışına giriyor ya da sermaye arttırıyorlar veya bankalardan kredi kullanıyorlar. Tüm bu söylediklerimi gerçekleştiremeyen işletme sahipleri son çıkış yolu olarak Konkordatoya başvuruyorlar, bu süreçte işletmelerini iyileştirmek için büyük fırsat oluyor.

“23 AYDA KESİN ÇÖZÜM”

Konkordatodan iflasa tabi olsun olmasın tüm borçlular ve alacaklılar yararlanabilir. Yasada da belirtildiği üzere ilgili belgelerin sunulması için mahkeme 3 ay geçici mühlet süresi verir, talep edilirse 2 ay daha uzatılarak 5 aya çıkarılır. Mahkeme ise kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içerisinde verir. Kesin mühlet için mahkemenin atadığı komiserin raporu incelenir ve Konkordatonun başarıya ulaşılacağı kararına varılırsa 1 yıllık kesin mühlet verilir. Kesin mühlet ihtiyaç durumunda 6 aya kadar daha uzayabilir ve bu süreç 23 ayda tamamlanır. Şuna da değinmekte fayda görüyorum, Konkordato ile iflas ertelemeleri sıkça karıştırılıyor aslında aralarında büyük farklar var. Birkaç cümleyle açıklamam gerekirse; iflasın ertelenmesi 5 yıl kadar sürerken Konkordato 23 ayda sonuçlanır. İflas ertelemeye sadece anonim şirketler başvurabilirken Konkordatoya şahıs ve kooperatifler de başvurabilir. İflasın ertelenmesinde faiz işlerken Konkordatoda mühlet süresince faiz işlemez. İflas ertelemesinde borçlunun tasarruf ehliyeti hükmünü yitirirken konkordatoda devam eder. Bunun gibi birçok madde sıralanabilir. Konkordato işlemi oldukça maliyetlidir. Bir sabah kalkıp ben Konkordato ilan ediyorum diyemezsiniz, tüm mali verileriniz ile hazır olmalısınız. Başvuru sürecinden tutun komiser atanmasına kadar yaşanacak olan tüm maliyete katlanmayı göze almanız gerekir. Tüm bu Konkordato talebi işlemleri için ticaret mahkemelerine başvuruda bulunabilirsiniz .” diyerek sözlerini noktaladı.