Ahmet AKKAYA (BURSA İGFA)– BUSKİ Su ve Şehir Bursa Dergisi Editörü Mustafa Türe, Bursa’nın su potansiyeli hakkında bilgiler verdi.

Bursa’nın birinci zengin su kaynağının Uludağ olduğunu söyleyen Türe, “Ülkeler çeşitli günlük tüketim su miktarlarına göre katagorize edilmişlerdir. Su zengini ülkeler su fakiri ülkeler ve işte alarm seviyesinde olan ülkeler olmak üzere 3 kategoride değerlendirilir. Türkiye su fakiri çeken ülkeler sıralamasındadır. Ama Bursa’nın şöyle bir özelliği var. Bursa su fakiri bir ülkenin su zengini bir şehri diyebiliriz. Zengin su potansiyelleri vardır Bursa’da. Bursa’nın birinci zengin su kaynağı Uludağ’dır. Uludağ’dan doğan nilüfer çayı özellikle Bursa’nın içme ve kullanma suyunun tamamını karşılar. Bursa da doğancı ve nilüfer barajı olmak üzere iki barajımız vardır. İçme suyu ihtiyacı da doğancı barajından karşılanır. Nilüfer barajımızda rezerv barajımızdır. Doğancı barajımız alarm vermeye başladığı anda su seviyesi nilüfer barajı devreye girer. Maksat Bursa’yı susuz bırakmamaktır. Şu an barajlarımızdaki
doluluk seviyesi gaye iyi. Yanılmıyorsam yüzde 60’lar civarında. Yani bu barajlara hiç su girmeme durumunda bile veya şöyle ifade edelim hiç yağış almaması durumunda bile Bursa’nın en az 3 aylık su potansiyeli var.

Barajda su girişimi olmadığını düşün yağmur vs. diğer kaynaklardan barajların en az 3 aylık bir su potansiyeli var. Yani bursa’nın dediğim gibi bu manada iki önemli kaynağı doğancı barajı ve nilüfer barajı. Şimdi 2030 yılında hizmete girmesi planlanan en geç bir de Çınarcık barajımız söz konusu. Bursa sürekli büyüyen bir şehir göç alan bir şehir bugün Türkiye’nin dördüncü büyük şehir konumuna geldi. 3 milyonu aşkın bir nüfusa sahip. Mevcut şu an ki doğancı barajı ve nilüfer barajı Bursa’nın su ihtiyacı bugün için yetiyorsa bile karşılamaya çok kısa bir gelecekte 3 – 5 yıl içerisinde belki bunu 10 yıla kadar da uzatabiliriz yani kısa ve orta vadede su ihtiyacını karşılayamaz duruma gelecek onun için Çınarcık barajı devreye girecek. Çınarcık barajının ‘da devreye girmesiyle Bursa’da inşallah 2040 yılına kadar herhangi bir su sıkıntısı yaşanmayacak. Bu bağlamda bunları söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

“KÜRESEL ISINMA BİR VAKADIR”

“Küresel ısınma tabi bütün dünyanın konuştuğu bir mevzu sadece Türkiye ile sınırlamamak daha doğru olur” diyen Türe, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Daha çok böyle tropikal iklim kuşağında yer alan zaten yıllık yağış miktarı az olan ülkeleri daha derinden etkileyen bir mevzu bu küresel ısınma. Türkiye yarı tropikal bir ülkede tabi ki bizi de etkiliyor bu durum haliyle tabi barajlara olan
aktarımında da su seviyesinin işte girişinde de yağış miktarına bağlı olan su seviyesi girişinde de olumsuz etkileri olabilir. Ama şu an için günümüzde öyle bir tehdit’ten küresel ısınmaya bağlı olarak bursa da ki su kaynaklarının kuruyacağı gibi bir endişeden uzak durumdayız yani. Şu günümüz için bunu söyleyemeyiz. Bu genelde dünyanın konuştuğu bir mevzu ama kısa ve orta vadede bu anlamda direk olarak küresel ısınmadan kaynaklanabilecek bir su felaketi yaşayacağız demek çok iddialı bir söylem olur gerçekleri yansıtmaz. Ama küresel ısınma bir vakadır tabi bunun üzerinde durmak gerekiyor.”